28 Ocak 2018 Pazar

Saflarımızdaki Hatalı Eğilimleri Düzeltelim

Bazı kurallar vardır ki herkes tarafından bilinir. Buna rağmen büyük bir çoğunluk bu kuralları bilmemezlikten gelir. Öyle ki, her zaman gündeme getirilmesi, her zaman hatırlatılması gereken kurallardır bunlar. Çünkü lafta kabul edilmesi, onların kavrandığını, onlara inanıldığını göstermez. Çünkü "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz". 

Biz burada devrimci davranış biçimleri hakkındaki kurallar üzerinde duracağız. Ve aşağıda yazılanların yani davranış biçimlerinin kurallarına uymamanın 


yanlışlığını ve yapılmaması gerektiğini hemen hemen bütün arkadaşların bildiğini, biz de biliyoruz. Ancak, bu yazı sabırla ve üzerinde durarak düşünerek okunmalıdır. Şöyleki: Aşağıda belirtilen her husus, ilk önce okuyucu tarafından dürüst bir şekilde kendinde aranmalıdır. Böylece, genel olarak davranış biçimleri gözden geçirilmelidir. "İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır" sözünü ilk önce çuvaldızı kendimize batırarak, yani en sıkı şekilde özeleştirimizi yaparak da yorumlamalıyız. 
Başlamadan önce önemli bir noktaya değinmek istiyoruz. Burada yaptığımız tespitler bir "parti disiplini" çerçevesinden konmamıştır. Devrimci Gençlik Hareketinin bugünkü konumundaki yanlış eğilimler göz önüne alınmış ve bu yüzden uygulanması zaten olanaksız olan ideal kurallar tartışma dışında bırakılmıştır. Devrimci Gençlik Hareketi, demokratik kitle örgütü düzeyinde ele alınmış ve bu platformun davranış biçimleri incelenmiştir. Bu bakımdan, yazımızda kullandığımız "örgütlü mücadele" ve "örgüt disiplini" kavramlarından bunu kastettiğimiz akılda tutulmalıdır. Bu belirlemenin ışığında, demokratik kitle örgütlerinde mücadele veren devrimci arkadaşlardan devrimci olmayan davranış biçimlerinden sakınmalarını istemekteyiz. Şurası açık ki, bazı arkadaşlar bu önerilerimizi "keskinlik" diye yorumlayacaklardır. Böyle arkadaşlara bir çift sözümüz var: 

"Keskinlik" olgusunun iki anlamı olabilir. Birincisi, devrimci kuralları subjektif olarak kabul etmek, objektif olarak uygulamamak. İkincisi, mevcut koşullarda gerçekleşemeyecek olan öneriler getirmek. Birinci durum, bırakın devrimciliği, en azından dürüstlükle bağdaşmaz. İkinci duruma bakılarak da bizim tespitlerimizin mevcut koşullara uyumlu olmadığı, bu konuda söz konusu yanlışların düzeltilmesinin olanaksız olduğu ileri sürülebilir. Evet, Devrimci Gençlik Hareketinin yeraldığı ortam ağırlıkla küçük burjuvazinin sınıfsal yapısının etkisindedir. Devrimci Gençlik Hareketinin unsurları, küçük burjuva kökenli olmaları bir yana, hala bu sınıfsal özellikleri taşımaktadırlar. Bu objektif bir tespittir. Eleştirdiğimiz küçük burjuva pisliklerinin maddi temelleri vardır. Şimdi, bu ortamda proleter devrimci olmaya kararlı arkadaşlar ne yapmalıdırlar? Onların "proleterleşmesi" yalnızca fabrikalarda üretime katılarak mı mümkün olacaktır? Öyleyse, gençlik içindeki mücadeleden proleter devrimci yetişmeyecek midir? soruları artırılabilir. Bu tür sorular tüm iyiniyetli arkadaşlann kafasına takılı olan sorulardır. Besbelli ki, gençlik hareketi içinde küçük burjuva etkenlerin ağırlıkta olması, bizim, elimizdeki proleter devrimci anlayışı bir silah olarak kullanıp bu objektif duruma iradeci bir yaklaşımla müdahale etmemizi engellemez. Bu bilince ve kararlılığa sahip olan Devrimci Gençlik Hareketindeki aktif arkadaşlar, küçük burjuva pisliklerden kurtulabilmek için azami çabayı gösterdiklerinde, bu ortamda bile devrimci davranış biçiminin asgari düzeyi yaratılmış olur. Böylelikle, bu arkadaşlar kendilerini birer proleter devrimci adayı olarak hazırlayabilirler. Kaldı ki, küçük burjuva dürüstlüğü çerçevesinde bile bizim tespitlerimizi hayata geçirmek mümkündür...