30 Mart 2014 Pazar

SEÇİMLER ÜZERİNE YAZILAMAMIŞ BİR YAZI












Ülkenin politik yaşamında "tarihsel bir dönüm noktası" olarak olarak gösterilen yerel seçimlere gün itibarıyla girmiş bulunuyoruz. Şu anda saat 01:25. İlk oy pusulalarının sandıklara düşmesine sağcısından solcusuna bir çok kesimin gerilmiş sinirleriyle "büyük hesaplaşmanın" sonuçlarını izlemeye başlamasına sayılı saatler kaldı.

Blogumuzda  Zozan Karanın "Seçim Diye Çırpınıyorlar" yazısından sonra bir yazıda ben yazmayı ve bunu son günü yayınlamayı düşünüyordum. Bu düşüncem değişmemesine rağmen kafamda kurguladığım yazı değişti. Biraz önce yazmayı düşündüğüm her şeyden vazgeçip bu satırları düşmeye başladım.

Hayatında hiç oy kullanmamış, yeni sömürge ve  devlet biçimi faşizm olan, bir ülkede yaşadığına inanan, dolayısıyla "faşizme geçit vermemeyi" değil, faşizmi yıkmak gerektiğine ve bunun da bir devrim sorunu olduğunu inanan birinin seçimlerle ilgili yazacakları az çok tahmin edilebilir...

19 Mart 2014 Çarşamba

SEÇİM DİYE ÇIRPINIYORLAR/ZOZAN KARA

     Bizim gibi yeni sömürge tipi faşizm ile yönetilen ve emperyalizmle bağlı olan ülkelerde seçim anları demokrasi oyunu olarak oynanırken bile sınıflar mücadelesinin özel bir sahnesine dönüşemez. Oyuncular sandığı işaret ederken herkesi bir kefeye doldurur ve en büyük söylemleri demokrasi olur. Oysa burjuva potitikacıları kendi sınıf çıkarlarını korumak için iktidara gelir, birebir kendi temsiliyeti ile uğraşamayacak denli halkı sömürmekle meşgul olan burjuvaların sözcüleri ve eylemcileri olur.  Halkın taraflaşmasına ,desteğine seçilmelerini sağlayana kadar özellikle ihtiyaç duyarlar,bu yüzden kırıntılar şeklinde olsa da emekçi halkın çıkarları içinde adımlar atar.Burjuva potilkacıları  emperyalizmin içsel bir olgu olması ve oligarşik ittifakları yüzünden bunu bile yapamaz, kalıcı haklar yerine  geçici rantları koyar. İnsanca yaşamı sağlayacak ücret hakkı yerini ayni yardımlar almış,herkese sağlık hakkı  kendi cebinden karşılanmış,her çalışanı sosyal güvenceye alma  ücretlerin asgari ücretlerin altına bile indirilmesi girişimi olan bölgesel asgari ücretle tehdit edilmiş, asgari ücretin üstü iyi ücret algısı yaratılmıştır. Sermayenin ve onun temsilcisi burjuva politikacılarının halkla ilişkisi sömürme ve tehdit içeren, devletin  niteliği gereği de bir çeşit havuç sopa ilişkisine dönüşür. Seçilecekler,hangi sınıfı temsil edecekleri belli olduğu halde halk bunların içinden seçme özgürlüğünü kullanır. Bu özgürlükleri gerçekten de vardır ve haklarıdır. Özgürlük ve demokrasi bizim gibi ülkeler de gelişmiş burjuva demokrasilerinin özelliklerini taşımaz.Faşizm demogoji ve" zor" gücü baskı araçlarını kullanarak iktidara gelir ve orada yine bu araçlarla kalır.Faşizmlerde  seçime gidilirken özellikle kriz anları ve halk hareketleri keskinleştiğinde ,iki yöntem birlikte  kullanılır. Bizde bu  taraftarlarını keskinleştirmek için demogoji ve,polisi  kendisi için özel  "zor" gücü haline getirmek şeklinde olmaktadır.  Halk haziran direnişi ile başlayan süreçle birlikte bu sonuçları daha net görmeye başladı.