30 Nisan 2022 Cumartesi

1 MAYIS SADECE 1 MAYIS DEĞİLDİR



Üç yıl önce yayınlanan bu yazı yeniden düzenlenerek yayınlanmıştır.
***

Sınıf mücadelesi bazen geri çekilmenin ve mevzii kaybetmenin ağır bedelleri olduğu bir sınıra dayanır. Yaşadığımız dönemde devrimci mücadelenin durumu tam da böyle bir sınır durumundadır. 12 Eylül yenilgisinden sonra bir dizi inişli çıkışlı aşamalardan geçen devrimci mücadele bir türlü kendini toparlayarak istenilen düzeye varamamış, geri düşüş durdurulamamıştır. Haziran Direnişiyle yaşanan sıçramanın devrimci bir halk örgütlenmesine kanalize edilmesi konusunda da kayda değer bir başarı sağlanamamıştır. Haziran Direnişi sonrası saldırılarını her alanda pervasız bir şekilde artıran egemen sınıflar, açık zoru faşist terörü en üst düzeye çıkartarak uygulamaya başlamışlardır. Nispi demokrasinin bütün görünümleri hızla ortadan kaldırılırken açık faşizmin icrasının yeni bir varyasyonu sahnededir.

26 Mart 2022 Cumartesi

HAREKETİMİZiN ACİL GÖREVLERİ

 

  
"Çalışan milyonların adaleli kolları kalkacak ve asker süngüleri ile korunan despotizmin boyunduruğu atomlarına kadar parçalanacaktır." 

Rus Sosyal-Demokrasisi, bir Rus İşçi sınıfı partisinin acil görevinin, otokrasinin yıkılması. siyasi özgürlüğünün kazanılması olduğunu defalarca belirtmiştir. Bu. on beş yıl önce. Rus Sosyal-Demokrasisinin temsilcileri -Emeğin Kurtuluşu grubu- tarafından ortaya atıldı. Bu. 1898 baharında Rus Sosyal-Demokratik İşçi Partisini kuran Rus Sosyal Demokratik örgütleri temsilcileri tarafından da ileri sürülmüştü. Fakat bu, pek çok kez tekrar edilen, açıklamalara rağmen, Rusya'da Sosyal-Demokratların politik görevleri sorunu bugün yine önem kazanmıştır. Hareketimizin pek çok temsilcisi. sorunun yukarıda sözü edilen çözümünün doğruluğundan kuşkuludurlar. Ekonomik mücadelenin yüksek önemi olduğu iddia edilmektedir; proletaryanın politik görevleri arka plana itilmiş, daraltılmış ve sınırlandırılmıştır. Hatta Rusya'da bağımsız bir işçi sınıfı partisi kurmaktan bahsetmenin sadece başkalarının sözlerini tekrarlamak olduğu söylenmiştir. Yani işçiler sadece ekonomik mücadele vermeli ve politikayı liberaller ile ittifak halinde bulunan aydınlara bırakmalıdırlar. Yeni inanışın en son iman ikrarı (meşhur Credo).(1) Rus proletaryasının henüz Sosyal-Demokratik programı tamamen reddedecek olgunluğa erişmediğini ilan etmek anlamına gelmektedir. Rabochaya Mysl özellikle Ayrı Ek'inde aşağı yukarı aynı tutum dadır. Rus Sosyal Demokrasisi bir kararsızlık ve kendini inkara yaklaşan bir bocalama devresi geçirmektedir. Bir taraftan işçi sınıfının hareketi sosyalizmden tecrit edilmekte; işçilere sadece ekonomik mücadelelerini yürütmekte yardımcı olunmakta, fakat bir bütün olarak hareketin politik görevlerini ve sosyalist amaçlarını açıklamak için hiçbir şey yapılmamakta. ya da çok az şey yapılmaktadır. Diğer taraftan da sosyalizm. işçi hareketinden tecrit edilmektedir; Rus sosyalistleri. işçilerin kendilerini ekonomik mücadeleye hasrettiklerinden. yönetime karşı mücadelenin tamamen aydınlar tarafından yürütülmesi zorunluluğundan yine her gün daha fazla söz etmeye başlıyorlar. Kanımızca üç koşul bu esef verici olaylar için gerekli zemini hazırlamıştır. Birincisi. ilk faaliyetleri sırasında, Sosyal-Demokratlar kendilerini yalnız propaganda alanında çalışmakla sınırlamışlar dır. Kitleler arasındaki ajitasyonu başlattığımızda. kendimizi diğer aşırı uca gitmekten her zaman alıkoyamıyorduk. İkincisi, "politika" denildiğinde. işçi sınıfı hareketinden kopuk bir faaliyeti anlayan  Ekonomistler. bağımsız bir işçi sınıfı siyasi partisinin kurulmasına karşı çıkıyor ve işçi hareketi için devrimci bir teorinin önemini İnkar ediyorlardı. Lenin, 1902 yılında yayımlanan Ne Yapmalı? adlı kitabında ve diğer eserlerinde ekonomistlerin görüşlerinin tamamen saçma ve zararlı olduğunu ispatladı ve politikayı tamamen gizli mücadeleye indirgeyen Narodnaya Volya taraftarlarına(2) karşı, ilk çalışmalarımız sırasında sık sık var olma hakkımız için mücadele etmek zorunda kaldık. Bu tip politika anlayışını reddederken Sosyal Demokratlar. politikayı tamamen arka plana itmek aşırılığına kaydılar. Üçüncüsü, küçük yerel işçi çevrelerinin tecrit edilmişliği içinde çalışan Sosyal-demokratlar. yerel grupların tüm faaliyetlerini birleştirecek ve devrimci hareketi doğru çizgilerle örgütlemeyi mümkün kılacak bir devrimci parti örgütleme zorunluluğuna dikkat etmediler. Ekonomik mücadelenin egemen durumda olması doğal olarak tecrit edilmiş çalışmanın egemen durumda olmasına bağlıdır. Bu koşullar hareketin tek tarafta yoğunlaşmasına sebep oldu. "Ekonomist': eğilim (yani, eğer buna "eğitim" diyebilirsek) bu dar görüşlülüğü yeni bir teori düzeyine yükseltmeye çabalamış ve pek moda olan Bernsteinciliği (3) ve eski burjuva fikirleri yeni bir etiket . altında satan, pek moda olan "Marksizm'in eleştirisi"ni bu amaç için kullanmaya çalışmıştır. Bu çabalar yalnız, Rus işçi sınıfı hareketiyle. politik özgürlük için yapılan mücadelenin öncü müfrezesi olan Rus Sosyal-Demokrasisi arasındaki bağın zayıflaması tehlikesini ortaya çıkarmıştır. Hareketimizin en acil görevi bu bağı güçlendirmektir.

20 Ocak 2022 Perşembe

MÜCADELE BİRLİK AYRIŞMA

 Daha önce paylaştığımız bu yazı, bazı bölümleri  yeniden düzenlenerek yayınlanmaktadır.

SINIFSAL PERPEKTİF



Birlik sorunu sosyalistler için her daim güncelliğini koruyan önemli bir sorun olmuştur. İçinde bulunulan koşullara göre birliği zorlayan nedenler farklı olmakla birlikte, gerekli olma durumu hiç ortadan kalkmamıştır. Öyle ki, kimi zaman adeta bir birlik fetişizmine dönüşerek “ illa birlik, ne pahasına olursa olsun birlik” abartısına varan anlayışların da ortaya çıkmasına ve “asgari müştereklerde birleşmek” için karşılıklı “esnemenin” ilkesizliğe vardığı şekilsiz, ilkesiz “birliklerin” oluşmasına da neden olmuştur. Aslında birlik olmayan bu “birlikler” kısa bir süre sonra dağılarak, vuslat bir başka bahara bırakılmıştır. Bazı arkadaşların da belirttiği gibi tarihimiz “nasıl birlik olunamazın” dersleriyle doludur. Elbette ki, bu olumsuz deneyimler birlik sorunun önemini ortadan kaldırmıyor. Olsa olsa nasıl yapmamalı ve nasıl yapmalı konusunda bir perspektif sağlıyor.

Birlik konusunda yaşanan bir sıkıntı da, müthiş bir kavram karışıklığının yaşanıyor olmasıdır. Cephe, ittifak, eylem birliği gibi kavramların tanımlanışında herkes farklı bir şey tarif ettiği gibi, kimlerin ya da neyin birliği soruları da muğlâk kalmaktadır. Örneğin; sosyalistlerin birliği ile halk güçlerinin, birliği birbirine sıkı sıkıya bağlı olmasına rağmen aynı şeyler değildir. Örgütsel birlik ise ayrı bir konudur. Bir devrimci örgütün oluşumundaki birlik anlayışı ile bir kitle örgütlenmesinde aranan birlik koşulları elbette ki birbirinden farklıdır. Elbet, ikisi arasında değişik dolayımlarla oluşan ilişkiyi unutmayarak.

İttifak ise doğrudan devrim anlayışı ve stratejisiyle ilişkili bir durumdur. Devrimin ana gücü, yedeklerin durumu, müttefiklerin belirlenmesi ve tasnif edilmesi stratejinin kapsamı içine girer. Devrimci mücadele bağlamında ittifaklardan söz edebilmek için öncelikle bir devrim stratejisinin ortaya konulması gerekir. Bu da stratejiyi pratiğe geçirebilecek devrimci bir örgütün varlığını gerektirir. Yani içinde bulunulan devrim aşamasına göre bir stratejinin olması yetmez, bu stratejiyi pratiğe geçirecek “kurmaylık” görevini yerine getirecek, bu doğrultuda temel güçleri organize edecek, müttefiklerle olan ilişkileri düzenleyecek, dolaylı, dolaysız güçleri gerektiği şekilde yönlendirecek devrimci örgütün varlığı zorunludur. Cephesel örgütlenme içinde, aynı şeyler geçerlidir. Bu koşullar olmadığı takdirde müttefiklerin varlığı ve bunlarla kurulacak ittifaklardan söz etmenin pratik karşılığı çok fazla olamaz. Böyle bir durum da temel politik görev bellidir, proletaryanın öncü partisini yaratmak.


Temel politik görev ortaya konduğu zaman bütün çalışmalar bu görevin yerine getirilmesine hizmet edecek bir perspektifle ele alınır. Somutun ortaya çıkardığı şu veya bu acil sorun nedeniyle temel politik görev savsaklanıp, ihmal edilemez. Acil sorunlar temel görevle ilişkilendirilip, onun çözümüne hizmet edecek şekilde ele alınır. Başlıca üç mücadele biçiminden ekonomik demokratik mücadele ve ideolojik mücadele politik göreve tabi kılınır. İdeolojik mücadele aynı zamanda, devrimci örgütün oluşmasında bir zorunluluk olan ideolojik birliğin sağlanmasını amaçlar.

 Kitle çalışması, değişik mücadele biçimleri, alan çalışmaları, ağırlık verilecek alanların belirlenmesi vb. aynı zamanda, devrimci örgütün yaratılmasındaki bir diğer zorunluluk olan, kadroların yaratılması sorunuyla ilişkili bir biçimde ele alınır.

Devrim anlayışı ve devrim stratejileri birbirinden farklı olan yapıların, bütün bu sorunlara bakış açısı farklı olacaktır. Devrim anlayışı, içinde bulunulan devrim aşamasının tespiti ve stratejisi birbirinden farklı olanların bu farklılığı ne kadar fazla ise, kitle çalışması, örgütlenme biçimleri, mücadele tarzları da o kadar farklı olur. Bunun ortaya koyacağı sonuç birliğin yarattığı enerji ve sinerji değil, “kasılma” ve sonunda kopmaya varacak bir gerilimdir. Birlikte hareket edecek güçlerin ortak kesişenleri ne kadar fazlaysa birlik olabilme ihtimalleri o kadar fazladır. “Aynılar aynı, ayrılar ayrı yerde” bu durumu anlatır.