proletarya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
proletarya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2022 Cumartesi

HAREKETİMİZiN ACİL GÖREVLERİ

 

  
"Çalışan milyonların adaleli kolları kalkacak ve asker süngüleri ile korunan despotizmin boyunduruğu atomlarına kadar parçalanacaktır." 

Rus Sosyal-Demokrasisi, bir Rus İşçi sınıfı partisinin acil görevinin, otokrasinin yıkılması. siyasi özgürlüğünün kazanılması olduğunu defalarca belirtmiştir. Bu. on beş yıl önce. Rus Sosyal-Demokrasisinin temsilcileri -Emeğin Kurtuluşu grubu- tarafından ortaya atıldı. Bu. 1898 baharında Rus Sosyal-Demokratik İşçi Partisini kuran Rus Sosyal Demokratik örgütleri temsilcileri tarafından da ileri sürülmüştü. Fakat bu, pek çok kez tekrar edilen, açıklamalara rağmen, Rusya'da Sosyal-Demokratların politik görevleri sorunu bugün yine önem kazanmıştır. Hareketimizin pek çok temsilcisi. sorunun yukarıda sözü edilen çözümünün doğruluğundan kuşkuludurlar. Ekonomik mücadelenin yüksek önemi olduğu iddia edilmektedir; proletaryanın politik görevleri arka plana itilmiş, daraltılmış ve sınırlandırılmıştır. Hatta Rusya'da bağımsız bir işçi sınıfı partisi kurmaktan bahsetmenin sadece başkalarının sözlerini tekrarlamak olduğu söylenmiştir. Yani işçiler sadece ekonomik mücadele vermeli ve politikayı liberaller ile ittifak halinde bulunan aydınlara bırakmalıdırlar. Yeni inanışın en son iman ikrarı (meşhur Credo).(1) Rus proletaryasının henüz Sosyal-Demokratik programı tamamen reddedecek olgunluğa erişmediğini ilan etmek anlamına gelmektedir. Rabochaya Mysl özellikle Ayrı Ek'inde aşağı yukarı aynı tutum dadır. Rus Sosyal Demokrasisi bir kararsızlık ve kendini inkara yaklaşan bir bocalama devresi geçirmektedir. Bir taraftan işçi sınıfının hareketi sosyalizmden tecrit edilmekte; işçilere sadece ekonomik mücadelelerini yürütmekte yardımcı olunmakta, fakat bir bütün olarak hareketin politik görevlerini ve sosyalist amaçlarını açıklamak için hiçbir şey yapılmamakta. ya da çok az şey yapılmaktadır. Diğer taraftan da sosyalizm. işçi hareketinden tecrit edilmektedir; Rus sosyalistleri. işçilerin kendilerini ekonomik mücadeleye hasrettiklerinden. yönetime karşı mücadelenin tamamen aydınlar tarafından yürütülmesi zorunluluğundan yine her gün daha fazla söz etmeye başlıyorlar. Kanımızca üç koşul bu esef verici olaylar için gerekli zemini hazırlamıştır. Birincisi. ilk faaliyetleri sırasında, Sosyal-Demokratlar kendilerini yalnız propaganda alanında çalışmakla sınırlamışlar dır. Kitleler arasındaki ajitasyonu başlattığımızda. kendimizi diğer aşırı uca gitmekten her zaman alıkoyamıyorduk. İkincisi, "politika" denildiğinde. işçi sınıfı hareketinden kopuk bir faaliyeti anlayan  Ekonomistler. bağımsız bir işçi sınıfı siyasi partisinin kurulmasına karşı çıkıyor ve işçi hareketi için devrimci bir teorinin önemini İnkar ediyorlardı. Lenin, 1902 yılında yayımlanan Ne Yapmalı? adlı kitabında ve diğer eserlerinde ekonomistlerin görüşlerinin tamamen saçma ve zararlı olduğunu ispatladı ve politikayı tamamen gizli mücadeleye indirgeyen Narodnaya Volya taraftarlarına(2) karşı, ilk çalışmalarımız sırasında sık sık var olma hakkımız için mücadele etmek zorunda kaldık. Bu tip politika anlayışını reddederken Sosyal Demokratlar. politikayı tamamen arka plana itmek aşırılığına kaydılar. Üçüncüsü, küçük yerel işçi çevrelerinin tecrit edilmişliği içinde çalışan Sosyal-demokratlar. yerel grupların tüm faaliyetlerini birleştirecek ve devrimci hareketi doğru çizgilerle örgütlemeyi mümkün kılacak bir devrimci parti örgütleme zorunluluğuna dikkat etmediler. Ekonomik mücadelenin egemen durumda olması doğal olarak tecrit edilmiş çalışmanın egemen durumda olmasına bağlıdır. Bu koşullar hareketin tek tarafta yoğunlaşmasına sebep oldu. "Ekonomist': eğilim (yani, eğer buna "eğitim" diyebilirsek) bu dar görüşlülüğü yeni bir teori düzeyine yükseltmeye çabalamış ve pek moda olan Bernsteinciliği (3) ve eski burjuva fikirleri yeni bir etiket . altında satan, pek moda olan "Marksizm'in eleştirisi"ni bu amaç için kullanmaya çalışmıştır. Bu çabalar yalnız, Rus işçi sınıfı hareketiyle. politik özgürlük için yapılan mücadelenin öncü müfrezesi olan Rus Sosyal-Demokrasisi arasındaki bağın zayıflaması tehlikesini ortaya çıkarmıştır. Hareketimizin en acil görevi bu bağı güçlendirmektir.

31 Mayıs 2014 Cumartesi

İngiltere'de İşçi Sınıfının Durumu - Fredirch Engels

                                 








             REKABET 

      
SANAYİ hareketinin hemen başında, rekabetin, dokunmuş mallara olan talepteki artış sonucu dokumacıların ücretini yükselterek, böylece dokumacı-köylüleri, topraklarını yüzüstü bırakıp daha fazla para kazanmak için kendilerini bütün bütün dokuma tezgahlarına vermeye teşvik ederek, proletaryayı nasıl yarattığını, Giriş bölümünde görmüştük. Büyük çiftlik sistemi aracılığıyla küçük çiftçileri nasıl yerlerinden ettiğini, onları proletaryanın saflarına nasıl indirdiğini, ve kısmen kentlere nasıl çektiğini görmüştük; ayrıca küçük-burjuvaziyi büyük çapta nasıl yıktığını, onları da proletaryanın saflarına indirdiğini görmüştük; sermayeyi bir avuç insanın elinde ve nüfusu kentlerde nasıl merkezileştirdiğini görmüştük. Tüm bunlar, modern sanayide tam ifadesini bulan ve serbestçe gelişen rekabetin proletaryayı yaratma ve genişletmesinin çeşitli yolları ve araçları olmuştu. Şimdi,rekabetin, artık var olan işçi sınıfı üzerindeki etkilerini gözlemleyeceğiz. Bu noktada, tek tek işçilerin birinin diğeriyle rekabetinin sonuçlarını geriye doğru izleyerek başlayalım.
      Rekabet, modern sivil toplumda egemen olan herkesin herkesle savaşının en tam ifadesidir. Bu savaş, yaşam savaşı, varolma savaşı, her şey için savaş, gereksinim durumunda ölüm-kalım savaşı, yalnızca toplumun farklı sınıfları arasında verilmekle kalmaz, bu sınıfların tek tek üyeleri arasında da verilir. Herkes bir başkasının önünde engeldir, ve herkes kendi önündeki engeli bir kenara itmenin ve onun yerine geçmenin yolunu aramaktadır. Nasıl burjuvazinin üyeleri kendi aralarında rekabet halindeyseler, işçiler de kendi aralarında sürekli rekabet halindedirler. Mekanik dokuma tezgahındaki dokumacı, el-tezgahı dokumacısıyla, işsiz ya da düşük ücretli el-tezgahı dokumacısı işi olanla ya da daha iyi ücret alanla rekabet halindedir; her biri ötekinin ayağını kaydırıp yerine geçmeye çalışır. Ne var ki, işçilerin kendi aralarındaki bu rekabet, işçi üzerindeki etkisiyle, bugünkü durumun en kötü yanıdır; burjuvazinin elinde proletaryaya karşı en keskin silahtır. İşçilerin bu rekabeti birlikler yoluyla ortadan kaldırma çabaları, burjuvazinin bu birliklere karşı duyduğu nefret, ve bu birliklerin başına çöken her yenilginin burjuvazinin utkusu olması bu nedenledir.
      Proletarya çaresizdir; kendi haline bırakılırsa, tek bir gün bile yaşayamaz. Burjuvazi, sözcüğün en geniş anlamında tüm yaşama araçlarının tekelini eline geçirmiştir. Proletarya neyi gereksiniyorsa, ancak burjuvaziden, kendi tekeli içinde devlet gücü tarafından korunan burjuvaziden alabilir. Bu nedenle proleter, hukuken ve gerçekte, yaşamı ya da ölümü hakkında hüküm verebilen burjuvazinin kölesidir. Burjuvazi ona yaşam araçlarını önerebilir, ancak "denk" bir çalışma sunması karşılığında. Hatta proleterin rüştüne erişmiş sorumlu bir taraf olarak özgür seçimiyle davranıyormuş gibi bir görünüm kazanmasına; özgür, sınırlanmamış rızasıyla bir sözleşme yapıyormuş gibi bir görünüm kazanmasına bile izin verir.

4 Mayıs 2012 Cuma

SIRADANLIK KARŞITI DEVRİMCİ KONUŞMALAR/ZOZAN KARA

     Devrimci aklın ve yol göstericiliğin sınandığı anlar bitmeyecekse de sapmaların karşılığını en zor koşullarda en anlamlı çıkışlarla verebilme yeteneğindeki devrimciler cesaretlerini asla yitirmezler. Devrimcilik amaçladığı yaşam değişiklikleri ve kurulacak yeni bir toplumsal düzen içinde de bu zorlukla bilinçli mücadelesini devam ettirecektir.Ancak bu gün geçmiş değerlendirmelerinin geçmişi reddetmeye varması, devrimci örgütlere yapılan saldırılar,sosyalizmin yıkılan deneyimleri,AB emperyalizminin genişleme sürecinin yarattığı işbirlikleri ,genişlemiş tekellerin hemen sosyalizm deneyimlerinin ertesinde giriştikleri yeni işgal politikaları ,YDD,globalizm,küreselleşme adlarını kullanarak sınıfsal kimliklerinin yerine demokrasiyi ön plana taşımaları,altını sürekli ateleşleyerek bindikleri balonla" özgür" ülkelerin olananakları üstünde uçmaya başlamaları her şeyi ters yüz etmiş duruyor.