demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ağustos 2014 Pazar

SEÇİMLERLE OY(A)LANMAYIN!

Faşizmin bir devlet biçimi olarak yukarıdan aşağı inşa edilip, kurumsal nitelik kazandığı bir ülkede, devrimci politika açısından seçimler istisnai bir taktiksel seçenek olmaktan öte anlam taşımaz. Taktiksel seçenekler ise ancak devrimci bir strateji ve programla birlikte anlam kazanır.Devrimci strateji ve programın uygulanabilirliği ise güçlü bir devrimci örgütlenmeyi zorunlu kılar. Kısacası; ML politik bir örgütün sınıf bilinciyle donanmış, politik kurmaylığı ile uygulanan devrimci bir program ve strateji olmadan uygulanmaya çalışılan taktiklerin politik mücadele açısından hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. (Geçerken, politik mücadelenin ML literatürde iktidar mücadelesi anlamına geldiğini de not düşelim.) İktidarı alma mücadelesine bağlanmayan taktikler ise söylemdeki tüm sol vurguya rağmen düzen içi taktikler olmaktan öteye gidemez.Bu yüzden söylemdeki tüm farklılığa rağmen  yöntemde ve kullanılan araçlarda, aynı kulvarda hareket eden, burjuva partileriyle benzeşirler. Bu gün kendilerine verdikleri isim ne olursa olsun düzen içi mücadeleyi temel almış "sol" yapıların durumu budur.

"Düzenin araçlarından yararlanarak "düzeni teşhir etmek" veya "düzenin çatlaklarından faydalanmak" gibi taktikler ise yukarıda saydığımız koşulların yokluğunda, tersi bir işlev görerek düzene eklemlenmeye ve çatlaklara dolgu malzemesi olmaya dönüşür. Düzeni teşhir ya da düzenin çatlaklarını genişletmek düzenin sınırlarını zorlayarak olur. Düzen sınırları içinde hareket etmeyi temel alarak değil.

30 Mart 2014 Pazar

SEÇİMLER ÜZERİNE YAZILAMAMIŞ BİR YAZI












Ülkenin politik yaşamında "tarihsel bir dönüm noktası" olarak olarak gösterilen yerel seçimlere gün itibarıyla girmiş bulunuyoruz. Şu anda saat 01:25. İlk oy pusulalarının sandıklara düşmesine sağcısından solcusuna bir çok kesimin gerilmiş sinirleriyle "büyük hesaplaşmanın" sonuçlarını izlemeye başlamasına sayılı saatler kaldı.

Blogumuzda  Zozan Karanın "Seçim Diye Çırpınıyorlar" yazısından sonra bir yazıda ben yazmayı ve bunu son günü yayınlamayı düşünüyordum. Bu düşüncem değişmemesine rağmen kafamda kurguladığım yazı değişti. Biraz önce yazmayı düşündüğüm her şeyden vazgeçip bu satırları düşmeye başladım.

Hayatında hiç oy kullanmamış, yeni sömürge ve  devlet biçimi faşizm olan, bir ülkede yaşadığına inanan, dolayısıyla "faşizme geçit vermemeyi" değil, faşizmi yıkmak gerektiğine ve bunun da bir devrim sorunu olduğunu inanan birinin seçimlerle ilgili yazacakları az çok tahmin edilebilir...

8 Nisan 2012 Pazar

12 EYLÜL DAVASINDA FAŞİZM'Mİ YARGILANIYOR/ BORA KARA







 "Bir faşist eskisini yargılamakla faşizmi yargılamış ya da ortadan kaldırmış olmazsınız. Kenan Evren yargılanacakmı yargılanmayacakmı? Yargılanırsa ne olacak yargılanmazsa ne olacak?...Bu ülkedeki siyasal rejimmi değişecek, yoksa burjuvazi "bak darbecileri de yargılıyorlar bir daha darbe filan yapmaya kalkmayalım" diyerek bundan sonra daha"demokrat" bir burjuvamı olacak?
Kenan evreni yargılamak!.. Kenan Evren burjuvazi için bulunmaz bursa kumaşı değildir. Egemenlerin,dünkü çıkarları için öne çıkardığı ama bu günkü çıkarları gerektiriyorsa kıçına tekmeyi vurmakta bir an bile düşünmeyeceği biridir. Hem bunu yaparken burjuvazi bir taşla bir kaç kuş vurmayı da bilir.Bunu öylesine "demokrat" nutuklarla yapar ki birileri burjuvazinin bu günkü çıkarlarının sözcüsü durumunda görünen akp için " bu adamlar demokrat galiba" diye düşünmeye başlarlar.Burjuvazi kenan evreni yargılayabilir bile.Eski ve modası geçmiş bir faşist yeni ihtiyaclara uygun faşizm için gözden çıkartılır. Kapitalizm bir sistemdir ve sistemin bütünsel çıkarları için kişilerin hiç önemi yoktur. Ama birileri faşizmden faşizmi yargılamalarını bekler. Yıllar önce özal'ın "anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz" sözlerini anımsatırcasına "burjuva anayasasını delmekten" filan söz eder. Aslında yaptıkları tek şey ; (hani semboller filan deniyor ya) faşizmin sarkık bıyıklarını ve beyaz çoraplarını yeni kreasyona uygun bir biçimde değiştirilmesine yardımcı olmaktır."

7 Mart 2012 Çarşamba

EMEKÇİ KADINLAR VARLIK ,YOKLUK VE ÖRGÜTLENMELERİ ÜZERİNE


                                            




BÖLGE ÇALIŞMASI İÇİNDE EMEKÇİ HALK KADINININ YERİ/ZOZAN KARAEmekçi kadınlar ve devrimci kadınlar, demokratik haklar ve özgürlükler mücadeleleri tarihini ve devrimci kadın çalışmalarını 8 Mart nedeniyle daha çok gündemleştireceklerdir. Günümüz koşulları,demokrasi,devrimci,mücadele sözcükleri çok farklı anlamlarda yorumlanacak,buna uygun mücadele biçimleri önerilecektir. Ben de kendi adıma bu bloğun kadın yazarı olarak bakış açımı ortaya koymaya çalıştım.

Kapitalizm kendi üstündeki baskıyı etkisizleştirirken, kurmaya çalıştığı ve hemen tüm dünyaya dayattığı yeni dengeleri uluslar arası bir konsensüsün ürünüymüş gibi sunuyor. Sivil toplum kuruluşları ve iletişim araçlarıyla kendi dengelerini, ihtiyaçlarını, gerçekte dengesizlikleri yaşamın tüm alanına sinmesi sağladı. Kendi dinamikleriyle, üretim ilişkilerini ve üretim aletlerinin sahipliğini saklayabilmek için masalını ve düşlerini yarattı. Bunun için din, ahlak, zenginlik, aşk biçimlendirildi. Tüm biçimlendirmeler toplumsal insan ilişkilerinde kendi hukukunu ve bu hukukun devamlılığı sağlamak bir mücadele alanı olarak”demokrasi”yi ön plana taşıdı.12 Eylül sonrasında burjuva demokrasisinin bile çok büyük nimet olduğu demokrat, aydın ve sol çevrelerce yeniden keşfedildi. Hala bu demokrasi mücadelelerinin sınırlılığı içinde kafa karışıklığı ile bir şeyler yapılmaya çalışılıyor.