politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2012 Pazar

12 EYLÜL DAVASINDA FAŞİZM'Mİ YARGILANIYOR/ BORA KARA







 "Bir faşist eskisini yargılamakla faşizmi yargılamış ya da ortadan kaldırmış olmazsınız. Kenan Evren yargılanacakmı yargılanmayacakmı? Yargılanırsa ne olacak yargılanmazsa ne olacak?...Bu ülkedeki siyasal rejimmi değişecek, yoksa burjuvazi "bak darbecileri de yargılıyorlar bir daha darbe filan yapmaya kalkmayalım" diyerek bundan sonra daha"demokrat" bir burjuvamı olacak?
Kenan evreni yargılamak!.. Kenan Evren burjuvazi için bulunmaz bursa kumaşı değildir. Egemenlerin,dünkü çıkarları için öne çıkardığı ama bu günkü çıkarları gerektiriyorsa kıçına tekmeyi vurmakta bir an bile düşünmeyeceği biridir. Hem bunu yaparken burjuvazi bir taşla bir kaç kuş vurmayı da bilir.Bunu öylesine "demokrat" nutuklarla yapar ki birileri burjuvazinin bu günkü çıkarlarının sözcüsü durumunda görünen akp için " bu adamlar demokrat galiba" diye düşünmeye başlarlar.Burjuvazi kenan evreni yargılayabilir bile.Eski ve modası geçmiş bir faşist yeni ihtiyaclara uygun faşizm için gözden çıkartılır. Kapitalizm bir sistemdir ve sistemin bütünsel çıkarları için kişilerin hiç önemi yoktur. Ama birileri faşizmden faşizmi yargılamalarını bekler. Yıllar önce özal'ın "anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz" sözlerini anımsatırcasına "burjuva anayasasını delmekten" filan söz eder. Aslında yaptıkları tek şey ; (hani semboller filan deniyor ya) faşizmin sarkık bıyıklarını ve beyaz çoraplarını yeni kreasyona uygun bir biçimde değiştirilmesine yardımcı olmaktır."

30 Aralık 2011 Cuma

DEVRİMCİLEŞMEK İNSANLAŞMAKTIR / BORA KARA



"yaşamak, sadece yaşamak yosun solucan harcıdır"demişti,Ahmet arif. Ve Ataol Behramoğlu "yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına" diye devam eder.Ardından,Nazım ustanın "öylesine karışmalısın ki dünyanın kalabalığına sen ürpermelisin içeride,dışarıda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa" diyen dizeleri düşüverir aklımıza... Değiştiren,dönüştürendir insan bunu yapmak içinde emek harcayan,soru soran,düşünendir.Ne kayaya yapışmış yosun gibi edilgen ve asalaktır ne de, körelmiş gözleriyle toprakaltı karanlığına razı olmuş solucandır.Durmadan bulunduğu konuma karşı savaşım vererek değişir ve değiştirir.Gelişir ve geliştirir."İnsanı yaratan emektir" der Engels.

Değiştirmek için dövüşmek gerekir. Dövüştükce, değiştirdikçe kendi de değişir ve güzelleşir insan.

O,doğanın en güçsüz,korunmasız canlısı ağaçlardan meyve,topraktan yumru toplayarak kullanmaya başladığı ellerini giderek daha karmaşık işlerde kullanmayı öğrenirken, ayağa kalkmayı ve karmaşıklaşan işle birlikte beynini de geliştirmeyi başardı.İş yapan,konuşan, ayakları üzerine kalkan atalarımız maymun akrabalarıyla vedalaşarak kendi yolunda yürümeye başladı.Bir yığın başarı,zafer,felaket,acı,mutluluk ve altüst oluşlarla dolu olan homo habilis den,homo sapiens varana kadar üç buçuk milyon yıllık süreyi kapsayan bu yolculuk tüm insanlığın tarihsel serüvenidir."Tarih tekerrürden ibarettir" dese de birileri inanmayın;
Tarih, aşağıdan yukarıya,basitten karmaşığa,çelişkiler,çatışmalar ve altüst oluşlarla sürekli devinim halinde olan bir ilerleyiştir.Aslolan çelişki,çatışma ve ilerlemedir.Denge ve durağanlık görelidir.

Tarihin belli bir evresinde mülkiyet belasına bulaşınca insan, yani bizim yerine benim demeye başlayınca, insanlık çıkar çatışmalarıyla, dolayısıyla sınıf çatışmalarıyla da tanışmış oldu. Bundan sonra tüm tarih, sınıf çatışmaların tarihidir. Tüm toplumsal ilişkiler karşılığını burada bulur. İktisadi düzeydeki farklı konumlanışa   denk düşen farklı çıkarlar; ideolojik, kültürel, siyasal v.b.farklılıkları ve bunların karşılıklı çatışmasını da içerir. İktisadi düzeyde üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olan ve bu sahiplenişle mülksüzler üzerindeki egemenlik ve sömürü gücünü elde eden sınıfın tüm üstyapı etkinlikleri de var olanı korumak üzerine olacaktır.