15 Haziran 2013 Cumartesi

TAKSİM MÜDEHALESİ İZMİRİN MAHALLELERİNDE HALK TARAFINDAN PROTESTO EDİLİYOR.

 
   9 temmuz 2013
   uzunca aralarla güncelleyebildiğimiz İzmir direnişi notlarında yeni bir gün. Gezi direnişi sonrası direniş ve örgütlenme arayışı ile halkın dinamik yapısını birleştirme çabası tüm demokrat ve devrimci unsurların olduğu kadar düzen içi yasal partilerin AKP karşıtı olanlarının, bir kısmınında sorunudur. Her iki kesimde halkla birlikte forumlarda ve forumların kalıcı örgütlü işleyişini sağlayacak örgütlenmelere yönelmiş durumda.Tabii bu örgütleyicisinin ideolojik politik duruşu ile halkın şu andaki bilinç ve örgütlülüğü arasında demokratizme düşmek ve gerçek demokrasi ihtiyacı arasında salınımlanıyor.AKP hükümeti öncülüğünde faşist devlette saldırılarını bu demokratikleri ve gerçek demokrasiyi savunanlara göre değiştirerek devam ediyor. İzmirde operasyon yemeyen ve öncülerini,sempatizanlarını polis terörü ve siddeti ile tutuklanmalardan ve gözaltılardan koruyabilen devrimci örgüt kalmadı sayılır. Yasal demokratik yapılara yapılan bu  baskınlar da tutuklama sayısı yükseliyor.Gençler fulu,delil bile sayılamayacak resimlerle delil gösterilerek tutuklanıyor. Şimdilik kendilerine göre ayrı katogorilendirdikleri yasal partiler ve gündoğdu platformununa bir tutuklama gerçekleştirmediler. Yargılamaları bile bir cezaya dönüştürdükleri operasyonlarda son olarak izmirde gözaltına alınan ve 2 si serbest bırakılıp 13 ü tutuklanan gençlerden sonra alanlar bu günde hareketli. 18 30 devrimci yapıların tutuklamaları protesto ettikleri basın açıklamasından sonra 19.00 da gündoğduya geçildi. 21.00 da başlayan yürüyüşle,çok kalabalık bir kitle ile izmir valiliğinin önüne gelindi. İzmir valiliğinin önü tomalarla ve polisle güvenliğe alınmış durumda.21.07  valiliğin önünde oturma eylemine geçildi.ve şu anda saatler 22.10 gösterirken valilik önünde tomaların önünde forum gerçekleştiriliyor.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------15 haziran cumartesi
   Umutları tazeleyen Taksimde başlayan halk direnişi önce korku ve zorla tehdit edildi, şimdide zorla teslim alınmaya çalışılıyor. Bütün ülkelerde egemenlerin en bilindik yöntemi sindirmek,düzenlemek,yönetmektir. İstanbul gezi direnişi ezilebilir ama sınırları çok farklı taleplerlerle bir halk direnişine dönüşmüştür ve tüm halk engellenemez,yenilemez.
   --- İzmir Gündoğdu da ayakta,mahalleler ayakta,Basmane meydanına doğru demokrasi güçleri,yapılar,halk ve Gündoğdu destek platformu yürüyüşe geçti./saat 21
    ---Basmane meydanı sloganlarla inliyor.tomalar her tarafta ,
    --- Basmane de oturma eylemi tomaların önünde yapılıyor. /22.01  direnen halklar yenilmez,faşizme karşı omuz omuza sloganları atılıyor.
    --- Tomalar halkın önünden çekiliyor,Basmane meydanına giriliyor.
    ---oturma eylemi meydanda devam ediyor.
     --- Aynı saatlerde İzmirin değişik semtlerinde,çiğlinin mahallelerinde, evla 2 ,güzeltepe de halk kendiliğinden sokaklarda,faşizme karşı omuz omuza,diren taksim yanındayız,yaşasın gezi direnişimiz,Mustafa Kemalin askerleriyiz sloganları atılarak ,tencere tava,ıslık,düdükler eşliğinde mahallelerde yürüyor.Evlerinden çıkamayanlar balkonlardan destek veriyor. Bu direniş bitmez daha yeni başlıyor.
 ----  Basmane  meydanına katılımlar sürüyor. bir grup şu anda oturma eylemcileri ile polis arasında ,içeriye girmeye çalışıyorlar./23.40
  ---5000 kişiyi aşan kitle Gündoğduya geri döndü. Orada protestolara devam ediliyor. Sloganlar eşliğinde,halaylar çekiliyor.Bir orkestra eşliğinde marşlar söyleniyor. Polis müdahale etmeden bekliyor./01.03
 
   16 -HAZİRAN- 2013
   İzmir ayakta. On binlerce kişi demokrasi için direniyor. Toplanan 10.000 lerce kişi miting alanında coşkuyla sloganlar atıyor. TAKSİM GEZİ direnişinin halk direnişi olduğunu üç beş ağacı çok aşan sınırları bulunduğunu haykırıyor. Kısıtlanan tüm demokratik girişimlerin,sorgusuz sualsiz yok sayılan kimliklerin,hakların elbette bir karşılığı olacaktı. Halk biriktirir,sabreder ve baş kaldırır.Bir halkın başkaldırısının önünde direnebilecek hiç bir güç yoktur. Şimdi her birey halk olmaktan gelen gücü ile örgütlü bir bireye dönüşmelidir.Olabildiğince,yetebildiğince ,karşı duruşunu örgütlü güce dönüştürmelidir. Örgütlü halklar yenilmez./18.OO
   ----Tayyip Erdoğan İstanbul mitinginde topladığı kitleye Türkiye alsancaktan ibaret değil derken demokrasi gücleri  basmane meydanında evrenselleliği temsil eden dünya heykelinin etrafında halkalar oluşturarak sloganlarını haykırıyor. Kimin başbakanı sorusuna 0/0 2 nin diye cevap veriyorlar. Erdoğan şu anda onu alkışlayan,taraftarı görünen kesimle halkı bölmeye karşı karşıya getirmeye çalışıyor, bilmelidir ki onun kitleside bu halktır. Ve o tüm gücleri ve zoru kullanırken bile onu dinleyen ,destekleyenlerin  çoğunluğunun işsizlik sorunu vardır,evlerine doğru dürüst yemek götürmek problemi vardır,barınmak için ev kirası ödeyememek sorunu vardır. Sorunlarımız aynı oldukça ve sen sadece küçük bir azınlığın emperyalizmin,en büyük tekellerin temsilcisi oldukça biz ayrışmak bir yana birleşeceğiz diyorlar. Bizim sorunumuz baş örtüsü değildir,inançlarımız değildir,etnik kimliklerimiz değildir biz insana yakışan şekilde en basit ihtiyaçlarımız karşılayarak yaşamak istiyoruz18.55
 ----Halk Gündoğduda sloganlarla beklemeye ve protesto etmeye devam ediyor. Kurulan iki kürsüden konuşmalar yapılıyor.  Serbest kürsü niteliği de taşıyan devrim ve demokrasi güçleri kürsüsünde durum değerlendirmesi,marşlar,sloganlar eşliğinde sürüyor.
   ----Yarın yapılacak grev duyuruları yapılıyor.Grev  de yine gündoğduya çıkılarak meydanlarda olunacak.  -----Yerellerde de düdük sesleri,tencere tabak sesleri,ıslıklar başladı. Halk hiç bir şey yapamazsa evlerinden ışık açma kapama ve gürültü eylemleri ile katılım sağlıyor./20.45
-----saatin 21 olmasıyla semtlerde de yürüyüşler başladı.İzmir halkı hem büyük meydanlara çıkarak hem de yereller de yürüyüşler,protestolarla yaparak demokratik tepkilerini ortaya koyuyor.
------------------------------------------------------------------------------

30 Mayıs 2013 Perşembe

Mücadele Tarihinden Notlar (2)

Tarih sınıf savaşımları tarihidir. Bu savaş sadece sınıflar arasındaki bir savaş olarak kalmaz; aynı zamanda tarihin motoru, devindiricisidir. Bu savaşım içindeki sınıflar değişik mücadele biçimleriyle karşı karşıya gelirler. Ekonomik, ideolojik, politik alanda değişik araçlar ve yöntemlerle mücadele ederler. Kimi zaman görece olarak daha “barışçı” ve zor olgusunun gizlendiği, örtüldüğü koşullar da, kimi zaman açık zorun doğrudan uygulandığı koşullarda savaşırlar.

Unutulmaması gereken barışçı ve örtülü zor döneminin göreli, kısmi ve geçici olduğudur. Özsel ve belirleyici olan açık/doğrudan zordur. Bundan ötürü toplumsal değişikliğin öncüsü olan sınıf/sınıflar içinde bulundukları andaki koşullar ve mücadelenin şiddet derecesi ne olursa olsun önünde sonunda mevcut egemen sınıf/sınıfların açık ve doğrudan zoruyla karşı karşıya geleceklerini ve bu noktada tayin edici olanın “ eleştiri silahı” değil “silahların eleştirisi” olduğunu bilirler. Ve mücadele içindeki bütün pozisyonlarını buna göre ayarlarlar. Sınıf mücadelesinin, göreli, güncel ve biçimsel görüngülerine aldanarak gevşeyip yumuşamazlar. Bir toplumsal devrimi gerçekleştirmek isteyen devrimci sınıf öncelikle politik iktidarı ele geçirmek zorunda olduğunu, bunun içinde mevcut egemen sınıfın baskı aracı ve zorun  örgütlü uygulayıcısı olan devletle karşı karşıya geleceğini bilir. Örgütlü bir karşı devrimci şiddet, örgütlü bir devrimci şiddetle yenilebilir.

25 Nisan 2013 Perşembe

ULUSAL SORUNA GENEL BİR BAKIŞ- Bora Kara


Kürt Hareketinin, ulusal sorununun çözümü konusundaki tercihini “barış” biçiminde belirlediği şu günlerde konu üzerinde herkes kendi ideolojik ve sınıfsal konumuna göre pozisyonunu belirlemeye çalışıyor. Bazı yapılar, bu konuda bu güne kadar söylediklerine denk düşen bir tavır belirlerlerken, bazıları yeni pozisyonlarını belirlemekte sıkıntıları yaşıyorlar. Bunlar daha çok, kendilerini devrimci bir çizgide tanımlayıp, Kürt hareketiyle olan ilişkilerini de devrimci bir Kürt hareketi tanımı üzerinden tarif edenlerden oluşuyor. Kürt hareketinin “barış” hamlesiyle birlikte ortaya koyduğu politik tutumunun sağa sola çekilemeyecek bir biçimde reformizme denk düşmesi sözünü ettiğimiz kesimler için sıkıntının kaynağını oluşturuyor. İşi kitabına uydurmakta zorlanıyorlar. Bu süreç içinde Öcalan'ın yaptığı açıklamalardaki birçok düşünce kendine sosyalist, devrimci diyen birilerinin olumlamasının pek kolay olmadığı şeyler.Bu sıkıntının diğer bir kaynağını oluşturuyor.  Anlaşılacağı gibi burada söz konusu olan kesimler şu ana kadar ki politik duruşlarını Kürt hareketinin politik duruşuna göre belirleyenler. Diğer bir deyimle Kürt hareketinin peşine takılanlar. Dediğimiz gibi bunların kendilerini devrimci bir çizgide tarif etmeye çalışanları sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Aynı kesimin yasal alanda yer alan reformist karakterde olanları için, kendi iç tutarlılıkları bakımından bir sorun yok. Kürt hareketinin bu günkü pozisyonu ile uyum içinde ölçüsüz desteklerini sürdürüyorlar.

1 Nisan 2013 Pazartesi

KAPİTALİZM KÖYLÜLÜĞÜ BİTİRDİ,YAŞASIN GDO VE TEKELLER/ZOZAN KARA


   Kapitalizm ve emperyalizm dünya çapında insan ve insana ait bir konuda önemli vurgular, uyarılar yapmaya başlarsa bunun tek bir nedeni vardır. Kâr. Kâr dışında bir amacı olmayan kapitalizm ya vurguladığı konu ya da onun yakın bağlaşığı alanla ilgili tekel oluşturmuş ve kâr alanına doğru insanları hızlı bir hareketlenmeye itmektedir. Medya, yazılı ve görsel basın, reklâmlar ve bilimsel araştırmalar bütün projektörleri insanlığın yönelmesi gereken yeni konuya daha bilimsel, daha insani, daha bilinçli yaklaşımı için ayarlanır. Elbette bu ayarlamaların insanlar, ürünleri, üretim ilişkileri ile bunların bir biri ve yaşamsal alanla gerçek ilişkileri ile ilgisi yoktur, daha doğrusu bütün bu alanları da dikkate alan belirlenimler yeni kârlara ilişkindir.
  Bu gün tarım alanındaki tüm gelişmeler emperyalizmin ve kapitalizmin, AB, IMF ve DB ile bütünsel olarak uyguladığı dayatmalardan ayrı olarak düşünülemez.  Her ülkenin üretim olgusu içsel bir mekanizma ile gelişmesinin etkilerini yaşamaktan uzaktır. Kapitalizmin girmediği ve etkilemediği hiçbir ülke ve üretim alanının kalmadığı koşullarda tarımsal üretim de emperyalist baskı altında emperyalizmin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmektedir. Tekeller toprakların, suyun, havanın ve rüzgârın sahibidir, bu doğal kaynakları gerçek ihtiyaçlar değil kendi kar olanaklarını arttıracak şekilde kimyasal gübreden tohuma, tohumdan rüzgârgülleri ile ekilebilir arazileri kuşatarak elektriklendirmeye, dikey olarak çoğalttıkları kentlerin havasını kirleterek fabrikalarının ve ürünlerinin gazına boyun eğdirmeleri tek açıklanabilir nedeni sağladıkları istihdam, iş olanakları olamaz. Kapitalizm anarşik üretim yapısıyla ihtiyaçları üreten değil insanı tüketen üretim ve yaşam biçimi sunabilir. Bu gün dünya üzerinde hiçbir ülke, hiçbir toprak parçası, hiçbir ulus ve halk ve hiçbir sınıf bu etkilenmeden ayrı tutulamaz, anlaşılamaz.

25 Şubat 2013 Pazartesi

KAPİTALİZM KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR, KAR, KRİZ, SINIFLAR(2) ZOZAN KARA


Bu gün bütün gelişmeler sermayenin kapitalizmin bir dönemi, en güçlü ve en çürümüş hali  emperyalizmin dış çelişkileri ile açıklanıyor. Temel çelişki emperyalistler arasındaki çelişki değildir. Emperyalizm kapitalizmin (sermayenin) bu günkü gelişkinlik düzeyinin aldığı görünümdür. Emperyalist sistem ile emperyalist  sistemin içinde olan ülkelerin çelişkisi, emperyalist sistem ile sömürge ve yarı/yeni sömürgelerin çelişkisi ikincil çelişkilerdir, temel çelişkiye tabidir. Bu çelişkileri nasıl kavradığınız ve nasıl cevap verdiğiniz eyleminizi, dünyayı nasıl kavradığınızı ve nasıl değiştireceğinizi açıklar. Sınıfsal ve ulusal mücadelelere bakışınız, güç ve irade mücadelesi bunun üstünden şekillenir. Kapitalizmin temel çelişkisini, emek sermaye çelişkisini görmezseniz; burjuvazi ve işçiler arasında, tek tek ülkelerdeki sınıflar arasındaki çelişkilerin özgünlüklerine odaklanamazsınız, açıklamanız sistemin  bir yanındaki gelişmelerin tek belirleyen olarak ele alınması eksik dolayısıyla yanlış olur