mahir çayan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mahir çayan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2015 Cumartesi

Babam, Ben Ve Mahir Çayan / Bora Kara



                                   Kızıldere adın ahire kalsın
                                   Mahir yoldaş anın yiğite kalsın



Tarih 31 Mart 1972 idi. Bunu o gün bilmiyordum çok sonraları öğrendim. Şehirler arası bir yolculuk yapıyorduk, nereden geliyor, nereye gidiyorduk bilmiyorum. Babam uzun yolculuklara gazetesiz çıkmazdı, şehirden çıktıktan sonra yol boyunca gazetesini okur, arada bir sigarasını yakar ( o zamanlar otobüslerde sigara içilirdi) biraz pencereden dışarıyı seyreder sonra yine okumaya dönerdi...

Ama o gün bir farklıydı; otobüse biner binmez telaşlı ve gergin bir biçimde sigarasını yakıp gazeteyi açtı.Yüzü allak bullaktı ve dişlerinin arasından öfke acı karışımı bir sesle " yediler çocukları" diye mırıldandığını duydum. Başımı uzatıp gazeteye baktım ve bu yazının başına koyduğum fotoğrafı gördüm. Öldürülmüş insanlar ve etrafında bir sürü üniformalı, sanki ilk defa gördükleri bir şeye bakar gibi bakıyorlardı.Yüzlerindeki ifadeyi bir türlü çözemedim; korku, şaşkınlık,zafer,yenilgi... Hangisi bilemedim. Belki de hepsinin karışımıydı. Öldürdüklerini üst üste ortaya yığmışlar kendileri de etrafında toplanmışlardı. Çocuk aklımda vahşi ve acımasız bir görüntü olarak algılandı gördüklerim. Tarih 31 Mart 1972' idi. Mahir ve yoldaşları bir gün önce Kızıldere' de katledilmişlerdi.

8 Mayıs 2012 Salı

İBRAHİM KAYPAKKAYA

İBRAHİM KAYPAKKAYA

1949 da Çorum, Alaca'nın Karakaya köyünde doğan İbrahim Kaypakkaya
Hasanoğlan öğretmen Okulunun ardından İstanbul da Çapa Yüksek Öğ-
retmen Okuluna başladı.Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Fen Ede-
biyat öğrencisi olan Kaypakkaya bu dönemde TİP içerisinde yer aldı.
Çapa Fikir Kulübü'nün başkanı olan Kaypakkaya, 6. Filo'ya karşı
bildiri yayınladığı gerekçesiyle Kasım 1968'de okuldan atıldı.
FKF ve TİP içinde ortaya çıkan ayrışmada Milli Demokratik Devrim
(MDD) tezini savunan kesimde yer aldı. İşçi-Köylü gazetesinin İs-
tanbul'daki bürosunda çalışan Kaypakkaya, Aydınlık ve Türk Solu
dergilerine yazılar yazdı. Aydınlık içinde meydana gelen ayrışmada
Doğu Perinçek'in başını çektiği PDA kanadında yer aldı. 1972 yı-
lına kadar PDA (TİİKP) saflarında çalıştı ve DABK üyesi olarak
görev yaptı.24 nisan 1972de TKP/ML'yi kurdu.

23 Şubat 2012 Perşembe

DEVRİMCİ DURUM VE POLEMİKLER /ZOZAN KARA

Devrimci durum, devlet, devrim ve örgütlenme üstüne düşünceler ve bir deneyim yazısı üstüne iki arkadaşımız yazılarıyla katkı koydular ve polemik başlattılar. Doğrusu polemikleri bu düzeyde yaşamayan “sol”a oranla kendimi çok şanslı hissettim. Her iki dostumuza da tek yazı ile cevap vermenin zorluğuna rağmen bunu yapmaya çalışacağım. Zor, çünkü nüanslar Türkiye solunun farklı yapılarının ve onun yetiştirdiği devrimcilerin teori ve pratiklerinde ortaya çıkan ortaklaşma ve ayrışmaları içeriyor. Bu aynı zamanda devrimci tarihimizin ve devrimcilerin zenginliğidir.

26 Ocak 2012 Perşembe

DEVRİMCİDURUM DEVLET DEVRİM VE ÖRGÜTLENME ÜSTÜNE DÜŞÜNCELER VE BİR DENEYİM (2)

DEVRİM VE ÖRGÜTLENME ÜSTÜNE DÜŞÜNCELER -2-
ZOZAN KARA
Bir önceki yazıda devrim durumu nasıl kavranmalı ve ne yapmalı sorusuna değinmeye çalışılmıştı. İki devrimci dönem yaşamış Türkiye çoğrafyası açısından değerlendirmek,bir devrimci örgüt açısından ne yapılması gerektiği ve teorik belirlemelerin önemini vurgulamaya çalıştık. Yazı ele aldığı konu açısından bir çok olguyu ıskalamama telaşına düşülünce biraz dağınık ve uzun eleştirisi aldı.”biz bu yazıdan on beş konuda yazı yazardık”eleştirisi ile gerçek hayatta karşılaştım. Bu eleştiri yazım teknikleri açısından doğruydu ve hemen kabul ettim,fakat bu gün devrimci hareketlerin devrimi geniş ve dolayımlardan geçerek ,marksist-leninist teoriye göre çözümlemek yerine; kendine göre teoriye veya teoride ne denirse densin güncelin ve moda olan örgütlenme pratiklerinin peşinde olduğu bir dönemde yazdıklarımın bir çok konuyu birlikte alış biçimi(elbette bir yazının darlığında) devrimcilerin bir soruna diyalektik bakma telaşı olarak algıladığımdan sevindim. Bu tarz eleştirilere açık olması, eleştirenleri kapalı, dağınık buldukları her konuda çalışıp yazılar ve somut pratikler üretmeye sevk edecektir. Nasıl kavranmalı sorusu kadar, kavranılan teorik ve pratik sorunların çözümü için ne yapmalı sorusu da çok önemli,bu soruya gerçek hayatta karşılaştığımız birkaç örnekle cevaplar üretmeye çalışalım.